İlk Olan - Caine

Size onların kutsal kitabından okuduğum bazı bilgileri aktaracağım. Ancak unutmayın. Bunlara inanıp inanmamak sizlerin elinde. Hiçkimsenin inançlarını değiştiremem.

İlk olarak Adam(Adem) yaratıldı topraktan. Aynı topraktan ilk dişi varlık olan Lilith yaratıldı. Ancak Lilith kendisine verilen "üreme" görevini aşağılayıcı buldu Yukarıdakinin kutsal adını haykırarak cenneti terk etti ve Nod denilen yere gitti. Sonrasında Yukardaki Eve(Havva)'i yarattı ancak Adam'a daha sadık olsun ve Lilith gibi isyan etmesin diye Eve'i Adam'ın omurga kemiğinden yarattı. Sonrasında Adam ve Eve iki oğul sahibi oldular. Bunlar Caine ve Abel idi(Habil ve Kabil).

 

Bilindiği kadarıyla bizim kutsal kitabımızda Caine'in abel i öldürdüğü ve ilk katil olduğu söylenir. Bu vampirlerin kutsal kitabında da geçerlidir. Ancak Sorun şu ki Caine, Abel'i öldürdükten sonra Caine'in akıbeti hiçbir kutsal kitapta yer almamaktadır. Bu sorunun cevabını burada bulacaksınız.

Aristokrat ve arkeoloji uzmanı olan bir vampir olan Beckett ve yardımcısı Okulos tarafından bulunmuş olan vampir yazıtları ve Caine'in günlüklerinden devam edeceğim. Merak edilen sorunun cevabı buradan sonradır.

İlk zamanları düşünüyorum

uzun zaman öncesini

İlk zamanları konuşuyorum

en eski Babamdan

İlk zamanların ve Karanlığın çöküşünün

şarkısını söylüyorum

 

Nod’da,

Cennet’in ışığının

geceyi aydınlattığı,

ve ailemizin gözyaşlarının

yerleri ıslattığı yerde

 

Her birimiz kendi yolumuzda,

yaşama hazırlanıyor

ve topraktan besinimizi alıyorduk

 

Ve ben, ilk doğan Caine, Ben,

keskin şeylerle,

kara tohumlar ektim

onları toprakta ıslattım

onlara baktım, büyümelerini izledim

 

Ve Abel, ikinci doğan Abel

hayvanlara baktı

kanlı doğumlarına yardım etti

onları besledi, büyümelerini izledi

 

Benim kardeşim, onu sevdim,

O en zekiydi,

en sevimliydi,

en güçlüydü.

O tüm neşemin ilk parçasıydı.

 

Sonra bir gün

Babamız bize dedi ki,

Caine, Abel

Yukarıdaki’ne kurban vermeniz lazım –

sahip olduğunuz her şeyin

ilk parçasının hediyesi

 

Ve ben, ilk doğan Caine, Ben

gevrek filizleri topladım

en parlak meyveleri

en tatlı çimenleri

 

Ve Abel, ikinci doğan, Abel

en genci kesti,

en güçlüyü

en tatlı olan hayvanını

 

Babamızın sunağı üzerinde

kurbanlarımızı yatırdık

ve onların altında bir ateş yaktık

ve dumanın onları taşımasını izledik

Yukarıdaki Tek olana

 

Abel’ın kurbanı, ikinci doğanın,

Yukarıdaki Tek olana güzel koktu

ve Abel kutsandı.

Ve, Ben, ilk doğan Caine, Ben

sırtımdan vuruldum

zalim bir söz ve lanetle,

kurbanım değersiz görüldüğü için.

 

Abel’ın kurbanına baktım,

hala tütüyor, et, kan.

Ağladım, gözyaşlarımı tuttum

gece gündüz dua ettim

 

Ve Babamız

tekrar kurban zamanı

geldi dedi

 

Ve Abel,

genç olanını,

tatlı olanını

en sevdiğini sundu

sunak ateşine

 

Ben götürmedim

en genç olanını,

en tatlısını

Yukarıdaki Tek olanın

istemeyeceğini bildiğim için

 

Ve kardeşim,

sevdiğim Abel

bana dedi ki

“Caine, getirmemişsin kurbanını,

sahip olduğun her şeyin

ilk parçasının hediyesini

Yukarıdaki Tek için

sunak taşında yakmaya.”

 

Sevgi gözyaşları akıttım,

keskin şeylerle,

kurban ettim tüm neşemin ilk parçasını,

kardeşimi.

 

Ve Abel’ın kanı

sunak taşını kapladı

ve güzel koktu

yandığı gibi

 

Fakat Babam dedi ki

“Lanetli olan, Caine,

kardeşini öldürmüş olan.

Benim gibi

sen de kovulacaksın.”

 

Ve ben Karanlıkta amaçsızca dolaşmam için

Nod diyarına sürdü.

 

Karanlıkta uçtum

Işık kaynağı göremedim, korktum.

Ve yalnızdım.

 

 

Lilith’in Gelişi

Karanlıkta yalnızdım

Ve açlık hissettim.

Karanlıkta yalnızdım

Ve soğuğu hissettim.

Karanlıkta yalnızdım

Ve ağladım.

 

Sonra oradan bana geldi

hoş bir ses,

tatlı bir ses,

Yardımın kelimeleri.

Bitişin kelimeleri.

 

Bir kadın, karanlık ve sevecen,

gözleri oyulmuş,

Karanlığın içinden bana geldi.

 

“Hikayeni biliyorum Nod’lu Caine.”

dedi gülümseyerek.

“Açsın. Gel! Benim yiyeceğim var.

Üşümüşsün. Gel! Benim giysilerim var.

Üzgünsün. Gel! Benim rahatlığım var.”

 

“Kim benim gibi Lanetli birini rahatlatabilir?

Kim beni giydirir?

Kim beni besler?”

 

“Ben Babanın ilk karısıyım,

Yukarıdaki Tek olanı reddeden

ve Karanlığın içinde Özgürlüğe kavuşan.

Ben Lilith’im.

 

Bir zamanlar, ben de üşüdüm,

ve benim için sıcaklık yoktu.

Bir zamanlar, ben de açtım,

ve benim için yiyecek yoktu.

Bir zamanlar, ben de üzgündüm,

ve benim için rahatlık yoktu.”

 

Beni aldı, beni besledi.

Beni giydirdi.

Onun kollarında, rahatlığı buldum.

Ağladım,

gözlerimden kanlar süzülene kadar

ve O, onları öperek aldı benden.

 

 

Lillith’in Büyüsü

 

Ve bir süreliğine

Lilith’in Evi’ne yerleştim

ve sordum ona

“Karanlığın Dışında,

nasıl inşa ettin bu yeri?

Nasıl yaptın giysileri?

Nasıl yetiştirdin yiyecekleri?”

 

Ve Lilith gülümsedi ve dedi ki,

“Senden farklı olarak, ben Uyanmıştım.

Etrafında Örülen ağları görürüm.

Gücün dışında olan ihtiyaçlarımı yaparım.”

 

“Beni de Uyandır, Lilith,” dedim.

“İhtiyacım var bu Güç için.

Sonra, kendi giysilerimi yapabilirim,

kendi yiyeceğimi yapabilirim,

kendi Evimi yapabilirim.”

 

Kaygı Lilith’in alnını kırıştırdı.

“Uyanışının sana ne yapabileceğini bilmiyorum,

Baban tarafından gerçekten Lanetlendiğin için.

Ölebilirsin.

Sonsuza kadar değişebilirsin.”

 

Caine dedi ki,

“Güç olmadan yaşam,

tam bir yaşam olmayacak.

Hediyelerin olmazsa ölebilirim.

Senin Kölen olarak yaşamayacağım.”

 

Lilith beni sevdi, bunu biliyordum.

Lilith sorduğum her şeyi yapardı,

buna rağmen bunu istemedi.

 

Ve Lilith, parlak gözlü Lilith,

beni Uyandırdı.

Kendini bir bıçakla kesti

akıttı benim için kanını bir kaseye.

Susamışça içtim. Tatlıydı.

 

Ve sonra Cehennem’e düştüm.

Sonsuza kadar düştüm,

düştüm Karanlığın en dibine kadar.

 

 

 

Caine’in Baştan Çıkarılması

Ve Karanlıktan

parıldayan bir ışık geldi

gecenin içinde bir ateş.

Ve büyük melek Mikail

bana kendini gösterdi.

Korkmadım. Ne işi olduğunu sordum.

 

Mikail, Cennetin Generali,

kutsal Alev’in taşıyıcısı,

bana dedi,

“Adem’in oğlu, Havva’nın oğlu, suçun büyük,

ve Babamın merhameti de büyük.

Yaptığın kötülükten pişman olmayacak,

ve O’nun merhametinin seni yıkayıp temizlemesine

izin vermeyecek misin?”

 
 Ve Mikail’e dedim ki,

“Yukarıdaki Tek olanın lütfuyla değil,

kendim gururumla yaşayacağım.”

 

Mikail lanetledi beni, dedi ki,

“O zaman, bu toprakta yürüdükçe,

sen ve senin çocukların yaşayan ateşimden korkacak,

ateşim sizi derinden yakıp, etinizin tadını çıkaracak.”

 

Ve sabah, İsrafil geldi

alev kanatlarıyla,

ufku aydınlatan,

Güneşin sürücüsü,

koruyucusu Doğu’nun.

 

İsrafil konuştu,

“Caine, Adem’in oğlu, Havva’nın oğlu,

kardeşin Abel seni ve günahlarını affetti.

Yaptığın kötülükten pişman olmayacak,

her şeye kadir olanın merhametini kabul edecek misin?”

 

Ve İsrafil’e dedim ki

“Abel’ın affıyla değil,

ancak kendimi affedersem var olabilirim.”

 

İsrafil lanetledi beni, dedi ki,

“O zaman, bu toprakta yürüdükçe,

sen ve senin çocukların gün doğumundan korkacak,

ve güneşin ışıkları seni ateş gibi yakmak için arayacak

nerede saklanırsan saklan.

Şimdi Saklan, Güneşin gazabını senin üzerine göndermesi için.”

 

Fakat bu topraklarda saklanacak bir yer buldum

ve Güneşin yakıcı ışıklarından saklandım.

Derinlerinde toprağın, Dünyanın Işığı

Gecenin dağları arkasında saklanana kadar uyudum.

 

Günlerce süren uykumdan uyandığımda,

nazikçe çırpınan kanatların sesini duydum

ve Azrail’in siyah kanatlarını gördüm etrafımı kaplamış halde-

Azrail, biçici, Ölümün meleği,

karanlıkta yaşayan kara Azrail.

 

Azrail sessizce konuştu, bana dedi

“Adem’in oğlu, Havva’nın oğlu,

her şeye kadir olan Tanrı seni ve günahlarını bağışladı.

Onun merhametini kabul edip

seni almamı ve seni lanetsiz bir şekilde

ödülüne götürmemi kabul eder misin?”

 

Ve kara kanatlı Azrail’e dedim ki,

“Yukarıdaki Tek olanın merhametiyle değil,

kendi merhametimle yaşayacağım.

Ben ne isem oyum, ben ne yaptıysam yaptım,

ve bu hiçbir zaman değişmeyecek.”

 

ve sonra, korkunç Azrail yoluyla

her şeye kadir Tanrı beni lanetledi, dedi ki.

“O zaman, bu toprakta yürüdükçe,

sen ve senin çocukların Karanlığa tutunacaklar.

Sadece kan içeceksin

Sadece kül yiyeceksin

Her zaman ölümde olduğun gibi olacaksın,

Hiç ölemeden, yaşamaya devam edeceksin.

Sonsuza kadar karanlıkta yürüyeceksin,

dokunduğun her şey ufalanarak yok olacak,

son güne kadar.”

 

Kederli bir şekilde feryat ettim,

bu korkunç lanete ve

etimdeki yırtılışa.

 

Kan ağladım.

Gözyaşlarımı bir kasede topladım

ve içtim.

 

Hüzün içeceğimden

kafamı yukarı kaldırdığımda

büyük melek Cebrail,

nazik Cebrail,

Cebrail, Merhametin Efendisi

bana göründü.

 

Ve büyük melek Cebrail bana dedi ki,

“Adem’in oğlu, Havva’nın oğlu,

Farkına var, Babamızın merhameti

senin tahmin edebileceğinden daha büyük

hatta önünde Merhametin yolu açıldı,

ve sen bu yola Golconda diyeceksin.

Ve bunu çocuklarına anlat,

bu yoldan gelip,

tekrar Işıkta yaşayabilirler.”

 

Ve bununla birlikte, karanlık kalktı,

bir maske gibi

ve tek ışık

Lilith’in parlak gözleriydi.

 

Bana bakıyordu, biliyordum

ve Uyanmıştım.

 

Enerjim bana doğru akın ettiğinde

nasıl şimşek kadar hızlı hareket edeceğimi [Sürat]

nasıl dünyanın gücünü ödünç alabileceğimi [Güç]

nasıl taş gibi olabileceğimi [Dayanıklılık]

keşfettim.

Bir zamanlar aldığım nefes gibiydiler.

 

Lilith sonra bana

avcılardan kendini nasıl sakladığını [Şaşırtmak]

itaate nasıl emredeceğimi [Hükmetmek]

ve nasıl saygı talep edeceğimi [Duruş]

gösterdi.

 

Sonra, Uyanışımla birlikte,

şekil değiştirmenin yolunu [Değişkenlik]

hayvanlara hükmetmenin yolunu [Hayvanlık]

gözlerimle geçmiş görüşleri izlemenin yolunu [Himaye]

buldum.

 

Sonra Lilith geldi ve durmamı emretti, dedi ki,

sınırlarımı aşmışım,

çok ileri gitmişim

varlığımı tehdit etmeye başlamışım.

 

Güçlerini kullandı ve bana durmamı emretti.

Güçleri yüzünden, onu dinledim,

fakat derinlerimde bir yerde bir tohum ekildi,

isyanın tohumu

Bir Gece, kendime geldiğimde,

sonsuz imkanları gördüm yıldızlarda

ve biliyordum ki

gücün yolu ve kanın yolu

onlara sahip olmam için bekliyordu,

ve fark ettim ki bu Son Yol,

diğer yolların yetişip büyüyeceği yoldu.

 

Yeni güçlerimle,

beni Karanlığın Hanımına bağlayan bağları kırdım,

o gece Lanetliler Kraliçesini bıraktım,

kendimi gölgelerde gizleyerek,

Nod diyarından kaçtım

ve sonunda bir yere geldim,

onun iblislerinin bile bulamayacağı bir yere.

 

İşte ilk vampir Caine ve onun hikayesi . . .

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol